Ahmet Arif feat Ferhad Emen-Vay Kurban

Nghe trực tuyến

feat Ferhad Emen-Vay KurbanAhmet Arif

Tải Mp3

Tải Mp3
Thêm vào danh sách phát
Ahmet Arif - feat Ferhad Emen-Vay Kurban đã được thêm vào danh sách nhạc yêu thích!
Ahmet Arif - feat Ferhad Emen-Vay Kurban đã được xóa khỏi danh sách nhạc yêu thích!
Đăng ký hoặc đăng nhập để thêm vào danh sách nhạc yêu thích!

Đăng nhập hoặc Tạo tài khoản
Thời lượng: 01:49 Kích thước: 1.68 Mb Số lần tải: 23 Số lần xem: 139

Bình luận:

Ahmet Arif - feat Ferhad Emen-Vay Kurban Chưa có bình luận nào cho bài hát này. Hãy là người đầu tiên bình luận!
Nếu bạn thích bài hát, hãy để lại bình luận để hỗ trợ trang.
Bình luận:

Ahmet Arif feat Ferhad Emen-Vay Kurban Lời bài hát

Dağlarının, dağlarının ardı,

Nazlıdır.

Uçurum kıyısında incecik bir yol

Gider dolana - dolana,

Bir hastan vardır, umutsuz,

Belki Ayşe, belki Elif

Endamı kuytuda başak,

Memesinin, memesinin altında,

Bir sancı,

Bir hayın bıçak...



Ölüm bu,

Fıkara ölümü

Geldim, geliyorum demez.

Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü,

Ya da seher, mahmurlukta,

Bakarsın, olmuş olacak.

Bir hastan vardı umutsuz,

Hasreti uykularda,

Hasreti soğuk sularda.

Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri,

İki mavi, kocaman korku çiçeği,

Açar, derin kuyularda...



Dağlarının, dağlarının ardı korkunçtur.

Hiç akıl edip de düşünen var mı?

Gün kimin hesabına tutar akşamı,

Rahmetinden kim demlenir bulutun,

Hayırlı evlat makina

Nasıl canavar kesilir.

Kurdun, karıncanın rızkını veren

Toprak nasıl ayartılır,

Yüz vermez topal öküze,

Ve almaz koynuna kara sabanı.



Sepetçioğlu'm kömür işçisidir,

Mavzer değil, kürek tutar Urfalı Nazif

Mal, haraç - mezattır,

Can, pazar - pazar.

Kırmızı, ak ve esmer,

Yumuşak ve sert buğdaları

Yaratan ellerin sahibidir bu,

Kör boğaz, nafaka uğruna,

Haldan düşmüş, tebdil gezer...



Dağlarının, dağlarının ardı

Nasıl anlatsam...

Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz.

Çırılçıplak,

Vay kurban...

"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda."

Yiğitlik, sen cehennem olsan bile

Fedayı kabul etmektir,

Cennet yapabilmek için seni,

Yoksul ve namuslu halka.

Bu'dur ol hikayet,

Ol kara sevda.



Seni sevmek,

Felsefedir kusursuz.

İmandır, korkunç sabırlı.

İp'in, kurşun'un rağmına,

Yürür pervasız ve güzel.

Sıradağları devirir,

Akan suları çevirir,

Alır yetimin hakkını,

Buyurur, kitabınca...



Gün ola, devran döne, umut yetişe,

Dağlarının, dağlarının ardında,

Değil öyle yoksulluklar, hasretler,

Bir tek başak tanesi bile dargın kalmayacaktır,

Bir tek zeytin dalı bile yalnız...

Sıkıysa yağmasın yağmur,

Sıkıysa uyanmasın dağ.

Bu yürek, ne güne vurur...

Kaçar damarlarından karanlık,

Kaçar, bir daha dönemez,

Sunar koynunda yatandan,

Hem de mutlulukla sunar

Beynimizin ışığında yeraltı.



Her mevsim daha genç, daha verimli,

Sunar, pırıl - pırıl, sebil,

Ömrünün en güzel aşk hasadını,

Elimizin hünerinde yeryüzü.

Dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar,

Bir'e on, bir'e yüz'le akşama gebe

Şafakla doğan işgücü.

Yalanım yok, sözüm erkek sözüdür,

Ol kitapta böyle yazılıdır,

Ol sevda, böyledir çünkü...