Kendi köyümüzde ağır taş iken
savrulduk yer olduk gurbet ellerde
ele boyun eğmez dimdik baş iken
namerde yol olduk gurbet ellerde
şahin göz dudaktan sakınmaz iken
o çelik bilekler bükülmez iken
sıladan bir damla dökülmezken
göz yaşı sel oldu gurbet ellerde
gurbet silmez sinir saklar aksama
bir vursa da biner asilik cama.
biz o camlardan da güçlüydük amma
sallanır dam olduk gurbet ellerde
sarmış insanları var mı sevdası
merhem yok mu bunun sekli çaresi
düşman dost gönülü çıkar davası
dostlar rağmen olduk gurbet ellerde