Murat İnce Mağduriyetim Hükümsüzdür
Ба рӯйхати навозиш илова кунед
Murat İnce - Mağduriyetim Hükümsüzdür ба рӯйхати мусиқии дӯстдошта илова шуд!
Murat İnce - Mağduriyetim Hükümsüzdür аз рӯйхати мусиқии дӯстдошта хориҷ шуд!
Барои илова ба рӯйхати мусиқии дӯстдошта, аввал ворид шавед ё сабти ном шавед!
Ворид шудан ё Ҳисоб эҷод кунед
Муддат: 03:12
Андоза: 2.95 Mb
Зеркашӣ: 24
Дида шуд: 85
Ворид шудан ё Ҳисоб эҷод кунед
Шарҳҳо:
Murat İnce - Mağduriyetim Hükümsüzdür Барои суруд шарҳ дода нашудааст. Шарҳи аввалро шумо нависед!
Агар сурудро писанд кунед, метавонед бо шарҳ гузоштан ба саҳифа дастгирӣ намоед.
Агар сурудро писанд кунед, метавонед бо шарҳ гузоштан ба саҳифа дастгирӣ намоед.
Murat İnce Mağduriyetim Hükümsüzdür Матни суруд
Murat İnce Mağduriyetim Hükümsüzdür Sözleri
Gecenin içine düştü senli hatıralarım,
Kanar ağlarım, yanar ağlarım…
'Susuz bir yaz gibi geçtin ömrümün kangren damarlarından…
Ne zaman karabiberli sıcak bir çikolata hazırlasam,
Sen gelirsin aklıma sonra bir mum yakar
Doyasıya ağlarım, kim bilir şimdi neredesin?”
Ben sende ağlamayı gördüm, ağlatmanı öğrendim
Bir sabah bin bir kırık içinde yola koyduğunu,
Göz yaşımla boğduğunu, kahrolduğumu…
Ve ortalık yerde bırakıp gittiğini gördüm…
Mağduriyetim hükümsüzdür…
Çığ düştüğü gece karlar şehriydi yürüdüğümüz
Ve sabaha kadar paltomun altında kalışımız;
Sonra mecburi sokuluşun bütün ömrüme bedeldi,
Nefesim boynunda, tenin tenimdeydi, sıcaktı yani…
Gün doğumları sende hep ayrılığı tetiklerdi
Bir defa ezber bozsan neyin eksilirdi?
Ben sende hep acıları sevdim
Ve ayrılığı tescillese de vefasızlığın
Giderken kızıl saçlarında ki yangını sevdim… Çok yalvarmıştım, susamıştım bir yudum sana
Yanmıştım, çöl ortasındaki acıyı bal eylemiştim
Kurda kuşa yem olmuş sevmekten vazgeçmemiştim
Ya sen? Bir kere bile arkana bakmamış
Mataradan artakalan bir damla suyu çok görmüştün
Sensizlikten yanan çatlayan dudaklarıma…
Mağduriyetim hükümsüzdür…
Şimdi sen bende neyi sevdin?
Sen bende; acı çekmemi, yokluğunda deli olmamı,
Dağları taşları aşıp, karı kışı hiçe sayıp sana gelmemi,
Gözyaşları içinde yola koymayı, hep buruk,
Hep üzgün kalmamı, sensizlikle cezalandırılmamı sevdin…
Sen bende bir aşığın yok oluşunu sevdin…
Ben sende; senin benden kaçışına rağmen
Her şeye, yok oluşuma aldırmadan sevdim seni,
Ben bende seni sevdim…
Sen sonuna kadar
Acı biçsende ömrüme…
Ben bende ki seni sevdim…
Mağduriyetim hükümsüzdür…
Gecenin içine düştü senli hatıralarım,
Kanar ağlarım, yanar ağlarım…
'Susuz bir yaz gibi geçtin ömrümün kangren damarlarından…
Ne zaman karabiberli sıcak bir çikolata hazırlasam,
Sen gelirsin aklıma sonra bir mum yakar
Doyasıya ağlarım, kim bilir şimdi neredesin?”
Ben sende ağlamayı gördüm, ağlatmanı öğrendim
Bir sabah bin bir kırık içinde yola koyduğunu,
Göz yaşımla boğduğunu, kahrolduğumu…
Ve ortalık yerde bırakıp gittiğini gördüm…
Mağduriyetim hükümsüzdür…
Çığ düştüğü gece karlar şehriydi yürüdüğümüz
Ve sabaha kadar paltomun altında kalışımız;
Sonra mecburi sokuluşun bütün ömrüme bedeldi,
Nefesim boynunda, tenin tenimdeydi, sıcaktı yani…
Gün doğumları sende hep ayrılığı tetiklerdi
Bir defa ezber bozsan neyin eksilirdi?
Ben sende hep acıları sevdim
Ve ayrılığı tescillese de vefasızlığın
Giderken kızıl saçlarında ki yangını sevdim… Çok yalvarmıştım, susamıştım bir yudum sana
Yanmıştım, çöl ortasındaki acıyı bal eylemiştim
Kurda kuşa yem olmuş sevmekten vazgeçmemiştim
Ya sen? Bir kere bile arkana bakmamış
Mataradan artakalan bir damla suyu çok görmüştün
Sensizlikten yanan çatlayan dudaklarıma…
Mağduriyetim hükümsüzdür…
Şimdi sen bende neyi sevdin?
Sen bende; acı çekmemi, yokluğunda deli olmamı,
Dağları taşları aşıp, karı kışı hiçe sayıp sana gelmemi,
Gözyaşları içinde yola koymayı, hep buruk,
Hep üzgün kalmamı, sensizlikle cezalandırılmamı sevdin…
Sen bende bir aşığın yok oluşunu sevdin…
Ben sende; senin benden kaçışına rağmen
Her şeye, yok oluşuma aldırmadan sevdim seni,
Ben bende seni sevdim…
Sen sonuna kadar
Acı biçsende ömrüme…
Ben bende ki seni sevdim…
Mağduriyetim hükümsüzdür…