-efendim hoşgeldiniz, menümüzde
tavuk ızgara kuzu şiş dana antrikot ve közlenmiş bir kalp mevcut
*ben bi antrikot ve elma suyu alacağım
+közlenmiş kalp ve kırk yıllık bir şişe masaya
-tabi efendim
evindeler
hislerim içerdeler
eski bi film salonda
başrolde ben
kolpa bi tango gösterisinden
sahte gülüşler,
ama sen gerçeksin
on iki metrekare odamda tek gerçeksin
kimlerle attı minik kalbin
nerde bulurum seni ben
sebep midir ayrılığa
gül bahçesi vadetmediysem
ben buyum işte kızım
yalan söyleyemedim
ve en büyük yalancı ben mi oldum
*emre, neden ağlıyor
+bilmiyorum, sanki burdaymış ve hiç yaşanmamış gibi hissediyorum
*onunla güzel olmak var dememiş miydi şair
+biliyorsun, kalbimize bir karanfil düşmüyor artık..
içimdeki deniz
dudağında uçurum
salıncakta biz
kader nedir sevgilim,
cevabı sendeyse
niye çizdin bir resim?
içinde tek bir ev ve de tek tablo
o da biz miyiz? x2
işte bir sarmaşığın son yaprağı gibi der büyük şair cansever
kaldıysa yalnız insan
muhtemeldir
sabahlara sayılır saatler
senle olmak varken yeditepenin en güzel yerinde, tekim ben
uyurgezerler ve
uykusunda onu heceleyenler
hayatın şansını
yüzde elliyle kaybedenler
kulübüne premium üyeler
yüzyılın özlemiyle
elmacıktan öpebilenler,
o güzel atlara binip gittiler
aşkım aşkım aşkım
neydi derdimiz
hani gezecektik dünyayı
şimdi sunta duvarlarım arasında
yan komşunun çatal bıçak
çarpışma sesleri,
kıskanmıyorum değil
o eski güzel günleri
..
+buraya yemek yemeye geldiğimizi biliyorum
ama her seferinde, her seferinde onu neden hatırlattığını anlamıyorum
*konuyu açan da şarkıları yazan da sensin emre çünkü
+doğru. benim tek hayalim vardı
ama onu terk etmiş birini
duymak istemiyorum artık!
içimdeki deniz
dudağında uçurum
salıncakta biz
kader nedir sevgilim,
cevabı sendeyse
niye çizdin bir resim,
içinde tek bir ev ve de tek tablo
o da biz miyiz x2
*emre ne yapıyosun!
+şef, hesabı getirir misin
-hesabınız az önce ödendi efendim
+yaklaşır mısın, kim ödedi?
-yan masadaki hanımefendi ödedi efendim..