İsmail Türüt Dört Mevsim

Dedum bi dolaşayim, şu şehri yaylalar

Kaldum gurbet ellerde, özledim oralari

Göç etti yaylacilar, gene geldi yaz başi

Eskiden çok zor idi, yaylacılarun işi

Yaşayanlar unutmaz, kolay kolay geçmişi

Bu virane dağların, güzeldi yazı kışı

Dağları aşayirum, dolmişim taşayirum

Bu ne güzelluk Allah, dört mevsim yaşayirum



Hey gidi Kaçkar Daği, oldun Kabe topraği

Dumandan göremedim ....??....

Şu Fırtına Deresi, Kaçkar'dan gelur sesi

Yıllara kafa tutmiş, muhteşemsin kalesi

Bu dağlar bu yaylalar, huzur verir adama

Çayeli'nden Senoz'a ordan da Marbudam'a

Dağları aşayirum, dolmişim taşayirum

Bu ne güzellik Allah, dört mevsim yaşayirum



Handüzü'nde gün doğar, çoban koyini sağar

Kıble Dağı'nda doli, Zavendik'e nur yağar

Geçelum Salarha'ya, başında çalan kaya

Eskiden bu dağlari da, üç gün gezerduk yaya

....??....

Gelduk Karadere'ye

Uğradum uşaklara da, yeni mapushaneye

Dağları aşayirum, dolmişim taşayirum

Bu ne güzellik Allah, dört mevsim yaşayirum



Kayabaşı Günence çıktık İkizdere'ye

Muhteşem tesis yapti, ...

İksenit'e Petran'dan, Anzer'den Kabahor'a

Yakalanduk oriya da bir buçuk metre kari

Şu Kabahor yaylasi, yaylalarun babasi

Bitmez Kabahorlinin, memlekete sevdasi

Dağları aşayirum, dolmişim taşayirum

Bu ne güzellik Allah, dört mevsim yaşayirum



Vurduk çıktık Ovit'e, ordan Yedigöller'e

Ovit'in festivali, destan oldu dillere

Dolaştım ......'ten, çamdan emdim İspir'i

Şu İspir'in havasi da, değişti birdenbire

İspirliler pekmezi, pişirirler avluya

Geçtim Maden Köprü'den, vurdum çıktim Yağlıyi

Benden selam olsun da Yağli'nin muhtarina

Kalabaluk katuldik, Ömer'in iftarina

Ovit'i aşayirum, İspir'e koşayirum

Bu ne güzellik Allah, dört mevsim yaşayirum