Dursun Ali Erzincanlı 30 Kuş

オンライン再生

30 KuşDursun Ali Erzincanlı

MP3ダウンロード

MP3ダウンロード
プレイリストに追加
Dursun Ali Erzincanlı - 30 Kuş がお気に入りに追加されました!
Dursun Ali Erzincanlı - 30 Kuş がお気に入りから削除されました!
お気に入りに追加するにはログインしてください!

ログイン または アカウント作成
時間: 07:49 サイズ: 7.17 Mb ダウンロード数: 37 再生回数: 126

コメント:

Dursun Ali Erzincanlı - 30 Kuş この曲にはまだコメントがありません。最初のコメントをあなたが残してください!
曲が気に入ったらコメント欄に投稿してページをサポートできます。
コメント:

Dursun Ali Erzincanlı 30 Kuş 歌詞

Ben, babamın en hüzünlü yanıyım.



Ben, babamın aslan kahramanıyım



Öyle değil mi baba!



Gözlerin kıpkırmızı.



Çok mu ağladın?



Baba, o geceyi birde benden dinle.



Ama her zamanki gibi dinle,



Tebessümle.



Rüyamda kanat sesleri duydum, mevsim yazdı.



Kanat seslerinin ardından,



Muhteşem bir koku yayıldı etrafa.



Sanki biraz gül biraz leylaktı.



Sonra otuz kuş gördüm, hepsi beyazdı.



Otuz kuş, gökyüzüne şehadet diye yazdı.



Bir ses duydum, sala sesiydi.



“Hayırdır” dedim.



“Hayırdır” dediler.



Çukur Kuyu’daki gökyüzü gibiydi uçtukları yer.



Ve beni tutup gökyüzüne yükselttiler.



Kanatlarında kan vardı.



“Hayırdır” dedim.



Hadi sende uç,



Bizden hızlı uçabilirsin dediler.



Otuz kuş, beni boşluğa bıraktı Baba.



Birden uyandım.



“Hayrolur” dedim.



Meğer, gecesi vatanım için kâbus olacak bir güne uyanmışım.



Gökyüzünün yıldızlarını çalıp omuzlarına takan hain yüzler gördüm o gece.



Ruhları yoktu.



Korkar mı senin oğlun, korkmaz..



Korkmadım!



Zekai paşamı aradım.



“O makam senin namusundur Ömer.



Ben gelene kadar namusunu koru.



Gerekirse o vatan hainini vur.



Vazifenin sonunda şehadette var Ömer.



Hakkını bana helal et..”



Paşam, şehadet der demez,



Yine kulağıma kanat sesleri geldi.



Rüya değil bu kez.



Uyanıktım.



Muhteşem bir koku yayıldı odaya.



Bir şey oldu o an..



Sanki Ellerim, omuzlarım çeliktendi.



Sanki tek başıma tüm dünyayla savaşabilirdim.



Vatan hainine döndüm,



Arkasında karanlık yüzlü adamları vardı.



“Giremezsiniz!” Dedim.



Bir aslanın karşısında duran çakallar gibiydiler.



Ve saldırdılar.



Silahımı çekip baş haini alnından vurdum.



Yine kuşları gördüm baba.



Bana doğru uçuyordu.



Otuz kuş, kanat sesleri, vücuduma dokunan..



Ve kanatlarında kan.



Sala sesi, gökleri yırtan.



Muhteşem bir koku.



Gül mü? leylak mı? içime yayılan



Ve Çukur Kuyu’nun gökyüzü,



Masmavi, Bulutsuz ve sessiz.



Ve sessizlik…



İçimde huzur, Gökyüzündeyim.



Ama artık kuşlar beni tutmuyor baba.



Uçuyorum.



Ve onlardan hızlıyım.



Meğer ben, şehit olmuşum baba.



Bil ki yalnız değilim burada.



Yine ordudayım,



Şehitler ordusunda.



Baba, ne oldu biliyor musun?



Peygamber alınlarımızdan öptü.



Şehitlere dedi ki;



“Kardeşlerinizi tebrik edin,



Bunlar benim garip şehitlerimdir.



Çünkü sizler düşmanla savaşırken şehit oldunuz,



Onlar kardeş bildikleri hainlerle savaştı.



Sizlerin silahları vardı,



Ama bunlar silahsızdı.



Sizler tanklarla savaştınız,



Bunlarsa kendi tanklarının altında ezildi.



Sizler uçaklarla düşmanı bombalarken şehit oldunuz,



Ama bunlar kendi uçaklarından atılan bombalara göğüslerini siper etti.



Bunlar benim gariplerimdir.



Tebrik edin kardeşlerinizi.”



Baba, milletime söyle;



Al bayrağın dalgalandığı her yerde biz varız.



Paşama söyle;



Namusumu çiğnetmedim.



Anama, çocuklarıma, eşime, kardeşlerime söyle;



Deki Ömer size bir vatan bıraktı.



Çekinmeden, bu vatan bizim diyebilirsiniz.



Çünkü bedelini ödedim.



Baba, ben oğluma, Ertuğrul’a bu vatan için ölmeyi öğrettim.



Sende bana öğrettiğin gibi,



Vatan için yaşamayı öğret.



Bu vatan sizin baba!



Otuz kurşun yedim,



Bedelini ödedim.



Babacığım;



Hürmetle ellerinden öperim.



Ben, babamın en hüzünlü yanıyım,



Ben, babamın aslan kahramanıyım



Ben, vatanımın asil kahramanıyım…