Keltepe’nin taşlarını koyun mu sandın
Sevip sevip ayrılmayı oyun mu sandın
Şu Akkuş’un gürgenleri yıkılmadı mı
Yar üstüne yar sevmeye sıkılmadın mı
Coşkun sular gibi çağlatma beni
Yetimlikten büyüdüm ağlatma beni
Üç aşağı beş yukarı salla mendili
Öksüzlükten büyüdüm ağlatma beni
Şu Niksar’ın başında kar var duman yok
Şu gevurun kızında da din var iman yok
İçmem güzelim içmemde bir yudum içmem
Dünya dolu yar olsa da senden vazgeçmem
Şu Akkuş’un gürgenleri yıkılmadı mı,
Yar üstüme yar sevmeye sıkılmadı mı.
Şu karşıki tarlayı da kime kazdırdın
Gönderdiğin mektupları kime yazdırdın
Kel tepenin taşlarını koyun mu sandın,
Sevip sevip ayrılmayı oyun mu sandın.
Yavaş yürü tombul gelin topukların görünsün,
Ben aklına geldikçe de yüreklerin bölünsün.
Telgrafın tellerine kuşlar mı konar,
İnsan sevdiğine bi denem böyle mi yanar.
Üç aşağı beş yukarı salla da mendili,
Demedim mi gülüm sana tanıt kendini.
Geçemiyom geçeklerden geçek ver bana
Gönlündeki çiçeklerden çiçek ver bana
Gelemiyom yollarına yolların uzak
Yolumuza kurmuşlar da demirden tuzak
Gelemiyom nazlı yarim aylar garanlık
İkimizde cahilizde elbet yaralı
Şu zalim engeller yarim kalkasa aradan
Sevenleri kavuştursun ne olur yaradan
Alçaklardan götürün de benim salımı,
Düşmanlarım bilmesin benim halımı.
Şu Akkuş'un gürgenleri yıkılmadı mı
Yar üstüne yar sevmeye sıkılmadın mı
Alçaklardan götüründe benim salımı
Kimselerde bilmesin garip halımı
Alçaklara karlar yağmış üşümedin mi
Kız sen bu işin sonunu düşünmedin mi
Kel tepenin taşlarını koyun mu sandın
Sevip sevip ayrılmayı oyun mu sandın
Gelür müsün gelmez misin fındık dibine
Kemer olsam sarılsam da ince beline
At belinden tabancayı dağlar inlesin
Yat kolumun üstünede canım dinlensin
Alçaklara karlar yağmış üşümedin mi
Kız sen bu işin sonunu düşünmedin mi
Reşadiye önünden de akıyor ırmak
Her yiğidin kârı değil sözünde durmak
Irmaklarım çağlıyor da çağlatma yarim
Yetimlikten büyüdüm de ağlatma yarim