Sözler
Yolum karanlıktı gözlerimden yaş akardı
Bir gün koştururdum ayaklarım su toplardı
Bir gün düşerdim dizlerim kanardı
Top peşinde kaç öğlen vaktini harcadım
Sobanın üzerinde ısıttığım ekmeği
Kışın babamın pişirdiği taze kestaneyi
Üstüme örttüğüm mis kokulu battaniyeyi
Birde koşturduğum sokaklarımı özledim
Ben uçurttuğum uçurtmalarımı özledim
Belediye havuzlarındaki gülüşlerimi
Su kesilince bidonlarla su taşıdığım günleri
O heyecanlı bayram bekleyişlerini özledim
Tatlı bir hırsla meşe oynadığım zamanı
Erik toplarken kafamın yarıldığı zamanı
Dokunmaya kıyamadığım oyuncak arabaları
Unutmadım hiç bişeyi unutmadım anılarımı
NAKARAT
YİNE DÜŞTÜM
HADİ KALK GEL
YİNE ÖZLEDİM
HADİ KALK GEL
ÇOCUKLUĞUMU ÖZLEDİM
GERİ VER BANA
ESKİYİ GERİ VER
Eski tadı yok artık hiç birşeyin
Çünkü artık içimde hükümdar olan derdim
Eskisi gibi dizim kanasa keşke
O zaman belki görmezdim kanayan kalbimi
Ya da tek derdim sabahları ekmek almak olsa
Evin en küçüğü olarak sitem etmek olsa
Keşke geri alsak zamanı içim huzur dolsa
Keşke geri gelse arkadaşlarım umut dolsam
Şimdi bir başıma yürüyorum o mahallede
Eskiden soba dumanları kaplardı gözümü
Şimdi harabelerin tozu kaplıyor yüzümü
Ve eskisi gibi basitçe bulamıyorum çözümü
Bu hayat bu kadar yüzsüzmü
Ya da paraya köle olacak kadar güçsüzmü
Ve insanoğlu köleye köle olacak kadar körmü
Sahip olduklarından şikayet eden nankörmü