Tutuşmayan dal
Kurşun yemeyen tütün salkımı kalmadı
Lice'nin fermanı ateşten kalemle yazılmıştı
Önce gözleri düştü lice'nin
Yanaklarına aktı gözbebekleri, etleri döküldü
Ağıtlar yoruldu yıkık damları dolaşmaktan
Başlar önüne düştü
Sürgündüler, sel oldular
Dicle'ye aktılar
Düğün kınası kalmış tırnakta
Kendinden habersiz yatıyor
Sorsam sual etsem halını
Göze var söze yok... yok erimiş
Yılan mı tutmuş kanadından
Şahan mı pençe vurmuş kalkmaz
Nasıl edem şimdi yarama
Kuş konacak dam yok lice'de
Yüreğim ne çok sevmiş seni
Of amansız ben bilmemişem
kalk yürü taze muradsızım
Her gül kendi dalında büyür
Çekip de yarayı düşmezsem
Nice ki bu canım sağ durmam
Dicle kavuşanda dağlara
O gün bir gül alırım koynuma