Yağmurlu bir yolda yürüdüm ellerimde tütün kokusu
Kadınım ise yok yanımda ne diyeyim için kurusun
Vakit geç yolunu seç boktan hayatınla yüzleş
Beynimde dönüp duran şu kaygıların ölüm korosu yok mu?
Hayli zora soktu
Seni düşlediğim her an kalbim begonyalar yetiştirip durdu
Keşke ölüm ayırsaydı söyle bize ne oldu?
Ölüm şarap gibiydi gözlerin öyle ezip geçiyordu
Bu şarkıyı güvercinin teleğiyle yazdım
Islanan yanaklarıma sevgilimin yeleğini bastım
Ve ben keşke sigarayı sadece keyif için içseydim
Her çakmağı çaktığımda bir sebebim vardı
Kalbim köhne hapishanende kaç senedir yattı
Her şey bitti sandığımda meğer daha yeni başlamıştı
Rutubetli hayat sırtıma ne yükleri çaktı genç yaşımda
Dedem radiosuyla öyle caka satmazdı
xxxNakaratxxx
Binip gittiğin geminin kırık güvertesindeyim
Büyük aşklar aramıyorum sadece güven peşindeyim
Toprağın hali olmadığından kalbine papatya dikeceğim
Beni unutma yeter ki söz her boku affedeceğim
Kimi sigara külünü gördüğünde sigarayı hatırlar kimi ise ateşi
Ben ise külü gördüğümde önce seni hatırlarım sonra ateşi
Halet-i Ruhiye'm bozguna uğradı bu durumun Türkçe karşılığı ise alenen cinnettir
Sen köşeyi dönene kadar bekliyordum bıkmadan
Siyah beyaz görüyorum hayatı panjurların arasından
Bir hikayem olsun isterdim mutlu son ile biten
Sol kolumda jilet yarası insan etinin zaafıdır
Kalbimdeki kuşlar seni gördüğünde daha yavaş uçmaya başlar
Benden öncen olmasaydı keşke senden sonranın olmasını istemediğim gibi
Bundan daha doğal bir istek olabilir mi?
Söylesin biri