Havalar önceleri hep havai maviydi
Senle yeşil Londra’nın kurumlu karanfili
Senle İskender oldu puştların en rezili
Kördoğruyu yalanın kılıcıyla kestiydi
Oscar’ın ıstakozu terleyen İseviydi
Şampanya göllerinde Celilelerle teni
Sonra sular karıştı, vadikarayla seni
Küreklere götüren tek kürekli seviydi
Parmaklıklardan gördüm gören parmaklarını
Körkütük bir masanın tahtaları üstünden
Teker teker toplarken ekmek ufaklarını
Kuşların pislediği sabahlarda ben buydum
Bir dilim ekmek buldum Tayt yolundan geçerken
Tanrıyı bulmuş gibi öpüp başıma koydum