gittim duğun evune çal deduler kemence
horon oynayacağum hem sabah hem da gece
iki katlı tahta ev vurdukça sallaniyi
evin kuçuk uşağı dedi ev yanlaniyi
alamanci enişte kemençe çalduriyi
çatıda mavzerli kiremit kaldiriyi
böyle duğun olur mi iki bayram arasi
hem der hem horon eder bu köyün fukarasi
enduk evun önüne arka tarafi sudur
oyniyalum uşaklar sabaha kadar budur
enişte yeni yetma durur atun başina
telli duvaklu gelin sanki anam yaşina
bir çaldı bir söyledi işmar istedi canum
gelunun evindeki pek alumli bir hanum
biz haböle horonu her zaman vuriyiruk
bu gızlarun yanina ne güne duriyuruk
benum kınli laflarum kime ne dokuniyi
kizdirdum enişteyi yüzünden okuniyi
darlattum enişteyi yüzünden okuniyi
dedu dolanu durma abulamun peşine
şimdi nallarum seni yürü kendi işine
akşamın alacasi çevuriyi ayaza
korkudan suratumun rengu döndü beyaza
kız dedi sofra hazır yiyelum iki kaşuk
bırak kemenceciyi sadece arkadaşuk
derin bir nefes aldum ama hiç gülmeyirum
kurtardu hayatimi adini bilmeyirum
dolu olan almadi, boşa koydum dolmadi
habu deduklarumun hiç birisi olmadi
baktum uyku tutmayi oturdum iki gece
bir hikaye uydurdum ne edeyim emice.