[Verse 1]
Hadi çiçek topla kaldılarsa
Hadi topla bütün gülümsemelerini yalnız bir kağıtta
Dönüp eski günlere
Bakalım ne kadar çocukluk kalmış olabilir
Avcumuzda ha, ne dersin
Şansın o zaman bi’ tank gibi dolaştığı sokaktan
Körebede, yeşil taşlı kızdan, karşı takımdaki sokaktan
Nisan akşamının sokak lambasından
Annenin o sevecen tafrasından artık bakalım ne kaldı
Uykularım bulur seni
Uykum bi düş bahçesinde bahar
Büyüdükçe zehirlenmişiz, her soluk kahır
Karamela sepeti
Şimdi tekmil yaşamak mı gerçektir aslında yoksa ölmek mi
Biz ki kefenler içinde debelenen ölümüz
Yamalı bir pantolon etmez hiçbir düş, kış önümüz
Sobanın odun türküsü rutubetli bi giysi
Artık o kira dairesindeki çocuk bile değilsin
[Nakarat]
Yağ satarım bal satarım
Usta öldü ben satarım
Ustanın ömrü sarıdır
Satsam ancak 15 liradır
[Verse 2]
Göğsümde bi susta vardı zemberek gibi dönen
Duyamazdım kendi nabzımı bile kanımın gürültüsünden
Dua etmek için susturanlar kuşları
Kestiler benim çocuk sesimi kırık parmak uçlarım
Bana sesimi verin geri deniz tuzlu saçlarımı
Ilk ölümün sarsıntısını çatılmamış kaşlarımı
Babam sandığım uçurtmamı gece saklambaçlarını
Minderlerden çattığım o evimi geri verin
Ağlamak yok artık koltuk arkalarında
Annenin ağartıcı güzelliği de hep albümlerde kaldı
Karşı balkonlarda açan ilk sevdalar
Yaşamak soluk alıp verdikçe etine battı
Ölümle bile sarsamaz artık seni bu kent
Hüznün bile hüzün değil kaldı ki elindeki buket
Taranmaz artık akdeniz saçların bilinsin
Sen artık o kira dairesindeki çocuk değilsin
[Nakarat]
Yağ satarım bal satarım
Usta öldü ben satarım
Ustanın ömrü sarıdır
Satsam ancak 15 liradır