uyandığın yerlerde kan kum dizlerinde
göz açtığın şehirde su sığ denizlerinde
arkasında bir orman bir tablonun arefesi
delinmemiş saklı bir şeyler bu sır kimin neyin nesi
bir gün oldu sen oydun şehir durdu saatteki
yalanlarla kurduğum haritanın ardısı derin
belki sonra karılmış kor dudaklarımdayken
bana sorarsan durduğum bu kin buharlarıyla sol
istersen bana
durmam gerek yaşım geldi galiba
korkmayıp da şahlanmış pis duvarları kırıp
göğsündeki cennete bütün duaları katıp
ardından yere günü çömelten söz
tek kursağımda kitaplardan dağılmış saz-
lıkların arasında çırılçıplak uyandığım
güneşe dönüp kızarmadan
soruyorum belki nasılsın
halin yerinde mi?
evet dersen ben de tabii ki
uzaklığı yakınsatan bir yer buldum ve oradayım
delirmemişlik yazgısı bir yer buldum sonra ne yapayım
bir çığlığın durağında bir yer buldum sonra ne yapayım