Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam,
'Cevher-i lâmekan' benem, 'kevni mekâna' sığmazam.
'Arş ile ferş' 'kâf ile nun' bende bulundu cümle çün,
Kes sözünü ve sessiz ol, şerh ve beyâna sığmazam.
Kevni mekândır âyetim, zâti durur bidayetim,
Sen bu nişanla bil beni, bil ki nişana sığmazam.
Kimse güman ve zan ile olmadı Hakk ile biliş,
Hakkı bilen bilir ki ben zan ve gümana sığmazam.
Surete bak ve mânâyı suret içinde tanı ki,
Cism ile can benem velî, cism ile câna sığmazam.
Hem sedefem hem inciyem, Haşrü Sırat esenciyem,
Bunca kumaş ve raht ile ben bu dükkâna sığmazam.
Gizli hazine benem ben iş, aynı ayan benem ben iş,
Cevher-i yer benem ben iş, deryaya ve yere sığmazam.
Gerçi Muhit ve Azimem, adım âdemdir âdemem,
Dar ile 'künfekan' benem, ben bu mekâna sığmazam.
Can ile hem cihan benem, dehr ile hem zaman benem,
Gör bu latîfeyi ki, ben dehre ve zamana sığmazam.
Yıldızlar ve felek benem, vahy ile hem melek benem,
Çek dilini ve sessiz ol, ben bu lisana sığmazam.
Zerre benem, güneş benem, car ile penç ve şeş benem.
Sureti gör beyan ile, çünkü beyana sığmazam.
Zat ileyim sıfat ile, Kadr ileyim Berât ile,
Gül-şekerim nebât ile piste-dehâna sığmazam.
Nâra yanan şecer benem, çarha çıkar hacer benem,
Gör bu ateşin zebânisin, ben bu zebâne sığmazam.
Bal ile hem şeker benem, şems ile hem kamer benem,
Rûh-i revân bağışlarım, rûh-i revana sığmazam.
Gerçi bu gün Nesîmiyim, Hâşimîyim, Kureyşiyim,
Bundan uludur âyetim, âyet ve şâna sığmazam