Merhaba sevgilim,
Ojeli ellerine dokunamayışımın kaçıncı yıl dönümü bilmiyorum
İçin de titriyordur
Yaram fazla gelme demiştim
Sahi içinde sabahladığın kalbi nasıl da deştin?
Anlamıştım zaten aşkı toz duman etmenden
Sabaha kadar uyumayıp çıkınca erkenden evden
Anlamıştım giyiminden, saçının şeklinden
Birinin kollarındasın bıktım her şeyden
Hangi bahar filizlenir kalbin? O zaman geleyim.
Zaten hayat bana çok da fazla gülmemiş.
Delinmiş bir sandalın içine koydum hayallerimi,
Kim bilir belki de bu yüzden suya düştü hayallerimiz.
İçime attığımı bir gün sana belli etmedim
Suratın benim yüzümden hiç bir gün asık gezmedin
Benim kıyılarıma bak birde sayende savaş alanı
Seni kutlarım sayende son on yılı yaşayamadım
Bana bak,
Bağırıp çağırıyorum denizlere
Her gün sensiz kalarak çektim cezamı yürüyüp gittim
Ama yazık ettin sen
Dünyalara küstüm ben
Koyamadım kimseyi yerine yinede
Başka birine kaydığını görünce aklının,
İçimde Şubat soğukları gelipte kol gezecek gibi.
Üzüleceğim için üzülme, kalkıp açarım şarkımı
Belki çay demlerim belki de açarım bir rakı
Sonra saat ilerleyince çıkar hatıra kutusu
Bir kaç şarap tıpası birkaç da konser bileti
İçimde bir gün dönecek olmanın o lanet korkusu
Sen yarım yamalak kalmışlığımı nerden bilesin
Bana bak,
Bağırıp çağırıyorum denizlere
Her gün sensiz kalarak çektim cezamı yürüyüp gittim
Ama yazık ettin sen
Dünyalara küstüm ben
Koyamadım kimseyi yerine yinede
Sana yakışıklı vedalar bırakıyorum,
Çünkü sen dış görünüşe önem verirdin hep.
Bir de yarım kalmış bir şarap bırakıyorum.
Çünkü sen yarım bırakmayı da severdin hep.
Sarıldığımda sırtında parmak izlerim çıkardı.
Ne acı, bir daha böyle sevilmeyecek.
Seni içime öyle bir gömdüm ki,
Bu mezarlığı ziyaret etseler de nerde olduğunu kimse bilmeyecek.