bu alaca karanlıkta
kahpe bir el zalim tetik
erbabıyla vurulduysak
sırtımızdan neyle yelim
(nakarat)
bir yaralı kurt misali
her yanımız it tuzağı
yiğitliğin budur halı oy
biz gel türkü söyleyelim
türkümüz dağlara
dağlara ovalara
ve itlere çakallara
başımızı eğlemeyelim
yıkılır zalımın çarkı
bilinir yiğidin farkı
haramzadelerin kürkü
altın olsa giymeyelim
(nakarat tekrar)
orda mısın hala
umudum ve hasretim duruyor mu yerli yerinde
beni sorarsan eğer
kurt yalnızlığımı katık edip sevdama
yollara düştüm
düşmez kalkmak bir allah gülüm
düşeriz elbet
ama biz düşersek
bir yağmur damlası gibi yaprağa
vatan sağ olsun diyen mehmetçik gibi
toprağa düşeriz
düşmeyiz namerdin ayaklarına
bir hüzünlü türkü olup ta
yarin dudaklarına düşeriz
beni merak etme
ben ölmekte olan bir kurdun
kendi yaralarını ısırması gibi
acıtmışım bir kere memleket aşkımla canımı
bekle beni döneceğim yar döneceğim
kırılacak türkülerin zinciri
bekle beni