Dokuz canım varmış bilmiyordum vur vur ölmüyordum olanlar çok komikti ancak ben hiç gülmüyordum beni hiç bilmiyorsun kapalı kapüşonum altında çiçekler açmıyorum kelebekler çizer yüzümü façadan kaçmıyorum.Vücudumdaki bu çirkin izleri hiç takmıyorum,tişörtümdeki kurşun deliklerini saymıyorum,derisi kalkmış yumruklarımı artık sarmıyorum hissizleştim acı duymuyorum.Kendi türüyle beslenen böcektiler kemirdiler yara bandım yapmadım kimseyi kendini iyileştiren bir hayvan gibiyim yüzüme bak içi karışık ghetto gibiyim ana karaya dönen adalı gibiyim.Anladın mı? Kafası geldi mi? Kafan git gelli mi?Ne bileyim sonu başından belli mi ki? Ne diyeyim olanı yaşıyoruz yok seni beni.
Umudunu kaybetme bugün her şeyi maziye defnedip ağla ama sakın vazgeçme sanki önünde kocaman sıralı bir dağ var.Gideceksin elbette kalacak değilsin unutulduğun yerde ama bunu dert etme.Şimdi önünde kocaman yeni bir hayat var. Hayalim çok basitti kolaydı oysa oysa oysa oysa girer miydim hiç zor yola başka yolum olsa olsa olsa.
İstiyorum burdan gideyim sihirbaz gibi herkesi kaybedeyim boş sokaklarda bir ben yürüyeyim beni yollara vuranı bir ben bileyim.Yoruyor beni ekle sil bölünüyorum dört bir yanım kesir müdahale etmezsem bir asır ipin ucunda sallanırım kesin.Uzanırsam dokunurum ama dokunursam kaçar benim oluncaya kadar hepsi bir hayal yüzde doksan oldu gerçekleşmeyen yüzde onum var daha var sona daha var.Değil hayat müşterek herkes tek koşma yürü önünü görerek pist korkma devam yönünü bilerek hişt dalgın selam sersem sepelek kafam nasıl dağılır ki gam basmışken afagan kaybettiğim vakit olmuş sabıkam hakkaten acele etme çiçekler ve ağaçlar gibi güzel şeyler yavaş büyür kalmıştım fena çorak canıma kastetmişti yağmursuzluk tutunmuştu hücrelerime hoşnutsuzluk.Sinmişti üstüme mutsuzluk.