Şehirler kalabalığı bir sen etmez.
Caddeler,sokaklar ve haneler
yansın uğruna adam...
Yüreyim yansın sana,lime lime
çiğnesin damla damla eriyip aksın.
Ama!Sen gül.Allah aşkına bir kere gül.
Say ki güneş açtı,karlar
eridi,bahar oldu.
Say ki mor mevsimler çağıdır zaman.
Çoçuklar yeni bir dünya
kurmuş görmedin mi?
Sen mor mevsimler aşığı değilmisin?
İnsan aşığınada bir
kere gülmez mi be adam?
Kalk ne olur!Tozu,kiri kalsın
yerinde yalan dünyanın.
Acısı sanki sanamı düşmüş aşk illetinin.
Bu asır bela,bu asır dengesiz ve sarhoş.
Tenha köşelerden
kalabalıklara bağırma artık.
Yorul biraz uyu,dinlen uzanıp
ve unut hayası yırtık o sızıyı.
Kendinede gel biraz.insan kendinede
gelmeli değil mi be adam?
Kaldır şu telleri artık,topla
mayınları ne olur.
Bırakta bir ülke edineyim kendime.
Geldiğim yerlerde de sığınmacıydım ben.
Zorlaştırma işimi sahipsizim anla.
Okadar kimsesizim ki,bir mayına
basıp ölsem de soranım olmaz.
Kaçakmı gireyim gönlüne
bunumu istiyorsun.
Ayaklanmalara sebep olurum Billah.
Öyle bir isyan çıkar ki içimde.
Can evim talan olur, yıkarım
bütün taşlarını bir anda yıkarım.
Ama sen insaf et biraz...
Şu kirli enkaz içinde sana ekmek yok.
Arabi çölün mecnunu değilsin be adam...
Çifleştirme şu acıları artık.
Birbirinden beter zaten kederlerin.
Hangi birisini ne edeceğimi şaşırdım.
Nefes al biraz,gülümse Allah aşkına.
Yaşadığını bilmek istiyorum bu dünyada.
Konuş ne olur konuş...
Gözlerine inen yolları aç bana.
Sol yan sınırında ülkene
bir sığınmacı kabul et.
Say ki savaş maduruyum.
Say ki ülkem bir belayla kavrulmuş.
Say ki evim yok,ocağıma toplu
tüfekli eşkiyalar oturmuş.
Kaçmışım sana aç ve
sususuzum, üzerim perişan.
Gözlerim ağlamaktan kıyılmış.
Sanki saklamassan vuracaklar beni.
İnsaf et adam sen
insanlarada acımazmısın?
Aç şu kapıları,mor mevsimler aşkına aç.
Sen insanlarada acımazmısın?