bir fahişe sabaha karşı çok seksiymişim öyle diyor
gülüyoruz yalanına karşılıklı anlayışlı
dalgakıranlardaki banklarda çıkardı ayakkabılarını
bak dedi köprü ışıkları siliyorlar yıldızları
kazıyınca yaldızlarını altlarındaki demir paslı
ateşe vermeli onları ama heryerde yangın çıkışları
sordum niye sattın diye yoksulluğunu
dedi elimdeki sadece oydu
niye sattın vucudunu?
daha mı kötü dedi satmaktan ruhumu?
herkes dedi merak içinde ölümden sonra hayat var mı diye
boşuna düşünürler sanki varmış gibi ölümden önce
sevdim seni ama birşekilde hüzün var diye belki gözlerinde
eğer sever gibi sarılırsam da bu vucut sana bedava
aslında derdim çok gençsin daha 20yim dedi ama ruhum bin yaşında
karalar kesti ayaklarımı yine de birşey hissetmek güzel hala.
dalgakıranda tek başıma bu vucutla fırlatıldım bu dünyaya
aşk ta basit pişmanlık ta hayat hoyrat bu zamanda
şahin kuşa kuzgun leşe ben değil bu dünya fahişe!
korkum çığlık adam gibi tablodaki şakağında ellerim
hep kaçarken tek kişilik dünyayı ben artık nasıl severim
anladım senin kalbin elinde geceyle gündüz o hep seninle
sarıldı ağladı saatlerce o işe yine işe gitmeden önce
aslında derdim çok gençsin daha 20yim dedi ama ruhum bin yaşında
karalar kesti ayaklarımı yine de birşeyler hissetmek güzel
dalga kıranda tek başıma bu vucutla fırlatıldım bu dünyaya
aşk ta basit pişmanlık ta hayat hoyrat bu zamanda
şahin kuşa kuzgun leşe ben değil bu hayat fahişe