Yine gece üstüme geliyor dört bir yandan!
Dumanlı ve yorgun yıllar...
Gözlerim anlatıyor beni sadece bunu biliyorsun.
Soldum, yorma!
Son diye diye kadehine bir daha koymak, her şeyi hüsrana yormak.
Acı di’mi ? Etme düşüncesi bile korkutuyorken seni, intihar olmak.
(Yirmili yaşlarında...)
Bu kentin kaldırım taşlarında, kanlı gözlerinle ve kısa saçlarınla; az kazançlı suç hesaplarınla geziyorken cebinde umutların var!
Bunu anlatsan donup kalırlar.
Bıktım her duvarın somurtmasından
Soyut adamlar ve somut kadınlar...
Sokak köpekleri arkadaşım benim,
Buradan anla yine dardabaşım...
Buna katlanışım niye? Bilmiyorum
Sebebini kendimden saklamışım.
Gözaltlarımda kaldı son bi’ ışık,
Onu da saklarım her gün sana doğana kadar.
Nefes almam için son bi’ hışım gerek.
İstiyorsan umut, sana doğar... o kadar!
Yarım izmaritler...
Dolu kül tablası, hisli renkler...
Bütün şehri siktir etçem de hayalim var onu teslim etmem!
Kes bi’ bilet ver,
Tek yönü olsun.
Elimdeki valiz tek yüküm olsun.
Bir kez daha saldıracaksınız anlaşıp gelin topyekün olsun!
Niye kendini başa sarıyor zaman? Aşamıyorum sanan herkese inat bu!
Kaçamıyorum fakat hala pes demedim,
doldu sabır taşamıyorum!
Sakat aklım, fikrim, düşüncelerim.
Duygusuz olmak, gücün nedeni
Dost diyeceksem, küçülmemeli
Bi’ de kendini her boka düşürmemeli...
Soruyorum hakim, suçum ne benim?
Bana beni anlatacak bi’ cümle verin!
Her günüm yazılı bir tutanak gibi
Ya da yüzüme gülümseyen bi’ durak gibi..
Bi’ durak gelir, adımın durur.
Bi’ durak gelir, kanımız kurur.
Bi’ durak değil, her sokağında...
Bu şehrin her zaman adımız durur!