Şaraba derdi yükleyen bi yokluk içindeyken arıyorum
Ben bu gidişi çok eskiden tanıyorum
Boş bir kitap sayfalarını teker teker yakıyorum
Bu falda geçmişimin sade sen kısmına bakıyorum
Anla yanıyorum be gözyaşımla sönmüyordu zaman gibisin aynı sende çünkü geriye dönmüyorsun
Sensizim sen bu derdi bilmiyorsun
Ölümdende kötü bişe istesende ölmüyorsun
Ölüm gibide olsa ömür gibi değerli parçamsın
Hata benim tüm ömrümü tutarsızca harcadım ya karanlıkta bırakma yada gelipte al canı ben kaybetipte yaşayamamki güneş nefesim sen canım
Daha seninle gülüp yürümediğimiz
bütün yollara
Sırılsıklam tekbaşıma ıslandığım yağmura
Ben dışında herkes adına demlenen çaya kızmadımda ne bilim işte biraz kırgınım sana
Nakarat :
- Ölüm gibi görünüyor ama ucubucağı olmayan sonmuşsun sen gell
- Uzak gibi görünüyor ama bir nefes kadar yakınsın sen bana
Uzakta sanma sakın ölüm kadar yakınım
Unutmadım son görüşte gülüşün hafızamda takılı sarılıp işlediğin günahlarına çekinmeden yanarım inan
Bi baksan yeter bana kapanır o an yaralarım
bitebilir biliyorsun çünkü aşkın ömrü varki sevgi baki kalır onuda senin adına gördü kalbim ayaklarını öptüğüm kadındı annem ilk defa bunu görüpte gidiyorsun ya gelme geriye öldü bil
Ve biz çift bedende tek bir ruhken artık iki yabancıyız onlar gibi bizde yalancıyız gökyüzüne aynı pencereden bidaha bakarmıyız acaba aynı denizin martılarına bir simit atar mıyız ( Hayıır)
Yinede bu kalbimde ismi masal tadında
Gelişi güzel sevdi gidişi derin hasar bıraktı sen yetimliğimi tek başına yok etinn ve dahası var
Bu yüzden alışamadım bu aşkın vedasına
Bugün yoksan yarın önemli değil keşke olsa dün , Dün gibi sen halimi sorsan
Çölde farkedermi toprağından kopsa gül
Bu aşkın tarihi doğduğun gün olsun papatyam
Nakarat :
- Ölüm gibi görünüyor ama ucubucağı olmayan sonmuşsun sen gell
- Uzak gibi görünüyor ama bir nefes kadar yakınsın sen bana