Vay kurban
Dağlarının, dağlarının ardı
Nazlıdır
Uçurum kıyısında incecik bir yol
Gider dolana - dolana
Bir hastan vardır, umutsuz
Belki Ayşe, belki Elif
Endamı kuytuda başak
Memesinin, memesinin altında
Bir sancı
Bir hayın bıçak
Ölüm bu,
Fukara ölümü
Geldim, geliyorum demez
Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü
Ya da seher, mahmurlukta
Bakarsın, olmuş olacak
Bir hastan vardı umutsuz
Hasreti uykularda
Hasreti soğuk sularda
Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri
İki mavi, kocaman korku çiçeği
Açar, derin kuyularda
Dağlarının, dağlarının ardı korkunçtur
Hiç akıl edip de düşünen var mı
Gün kimin hesabına tutar akşamı
Rahmetinden kim demlenir bulutun
Hayırlı evlat makina nasıl canavar kesilir
Kurdun, karıncanın rızkını veren
Toprak nasıl ayartılır
Yüz vermez topal öküze
Ve almaz koynuna kara sabanı
Sepetçioğlu'm kömür işçisidir
Mavzer değil, kürek tutar Urfalı Nazif
Mal, haraç - mezattır
Can, pazar - pazar
Kırmızı, ak ve esmer
Yumuşak ve sert buğdaları
Yaratan ellerin sahibidir bu
Kör boğaz, nafaka uğruna
Haldan düşmüş, tebdil gezer
Dağlarının, dağlarının ardı
Nasıl anlatsam
Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz
Çırılçıplak
Vay kurban
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda."
Yiğitlik, sen cehennem olsan da bile Fedayı kabul etmektir
Cennet yapabilmek için seni
Yoksul ve namuslu halka
Bu'dur ol hikayet
Ol kara sevda
Seni sevmek
Felsefedir kusursuz
İmandır, korkunç sabırlı
İp'in, kurşun'un rağmına
Yürür pervasız ve güzel
Sıradağları devirir
Akan suları çevirir
Alır yetimin hakkını
Buyurur, kitabınca
Gün ola, devran döne, umut yetişe
Dağlarının, dağlarının ardında
Değil öyle yoksulluklar, hasretler
Bir tek başak bile dargın kalmayacaktır
Bir tek zeytin dalı bile yalnız
Sıkıysa yağmasın yağmur
Sıkıysa uykudan uyanmasın dağ
Bu yürek, ne güne vurur
Kaçar damarlarından karanlık
Kaçar, bir daha dönemez
Sunar koynunda yatandan
Hem de mutlulukla sunar
Beynimizin ışığında yeraltı
Her mevsim daha genç, daha verimli
Sunar, pırıl - pırıl, sebil
Ömrünün en güzel aşk hasadını
Elimizin hünerinde yeryüzü
Dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar
Bir'e on, bir'e yüz'le akşama gebe
Şafakla doğan işgücü
Yalanım yok, sözüm erkek sözüdür
Ol kitapta böylece yazılıdır
Ol sevda, böyledir çünkü