Beynim tıpkı bir sorular harmanı,
Kafamda istifham, cevabı şişli;
Gezer dururum yorgun ve avare…
Sarmış buğulu hüzün dört bir yanı,
Kalbim annemin kalbi gibi hisli;
Her halim garipliğime emare…
Kulaklarımda bir gurbet şiiri,
Nağmelerimde poyraz serinliği…
Düşüncem ”veda’ diyor bu yerlere.
Yuvadan ayrıldığım günden beri
Göndüm sineme sevinci neşeyi;
Hasretim şimdi o mavi günlere…
Gurbet yağıyor ufkuma muttasıl…
Ve semada hiçbir şimşek çakmıyor;
Aysbergler gibi sopsoğuk sokaklar…
İnsan eşya ve varlık fasıl fasıl,
Irmaklar bizdeki gibi akmıyor
İhtiyaç içinde kalabalıklar.
Bu yerde kalbe ilhamlar inmiyor,
Adeta kapısız gökler ve yerler…
Bir madde katılığında her biri…
Burda ruha güzellikler sinmiyor,
Tüter gözümde o bizim bahçeler;
Nerde o yemyeşil bahar günleri…
Dog ey ışık dog gönlümün içinden
Tasayla dolaştığım bu yerlerde,
Bana ruhumun sırlarını duyur.
Bir ses sun o eski bestelerinden,
Şu hüzünlü şafakta perde perde…
Açlıkla kıvranan ruhumu doyur.