TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
Evlere, hanlara indim
Bu diyarlara, burçlara indim.
Yüreğimin kaynamasıyla konuştum yine
Dertlerden, hüzünlerden, acılardan, yaralardan...
Ah, ah
Yine bombardıman yağmuru var, her yer sisle, dumanla kaplanmış
Yine yaralılar inliyor
Annelerin ninni sesleri geliyor
Bir baba kederle çocuklarının üstüne atlıyor (korumak için)
Ama çocuklar nefessiz, ruhsuz, cansız kalmışlar
Ah yaralıyım...
Ah, vah, fermanımızı kesmişler, imdat imdat
Yine fermanımızı kesmişler.
Yukarıdan helikopterlerin, uçakların gürültüsü geliyor
Her yeri ateş içinde, sis içinde, duman içinde bırakmışlar.
Aşağıdan çocukların ağlamalrı, annelerin haykırışları duyuluyor
Yine hikaye kendini baştan yazıyor, tıpkı eskisi gibi, bir kez daha
Diyarbakır'daki, Palo'daki, Genç'deki, Ağrı'daki, Dersim'deki
Mahabad'daki Berzan'daki gibi.
Bugün yine Süleymaniye ovasında, Hendir'in yanında,
Halepçe şehrinde biz Kürtlerin fermanını kesmişler
Kesmişler, kesmişler
Yine katlettiler, çocukları, gençleri anne babalarıyla birlikte
Ah, imdat, fermanımızı kesmişler ah
Ah, ah, yaralıyım size ben...
Ah, ah
İmdat Kürtler acele edin!
Bir kağıt kalem bulun, yazın
Dünya aleme duyurun
Kürtlerin önderlerini ve büyüklerini toplayın
Bir olsunlar, dünyaya sesimizi duyursunlar
Halklara, alemlere duyursunlar
Biz Kürtlerin dertlerine bir çare bir umar bulsunlar
Bizi bu bağımsızlıktan kurtarsınlar imdat, imdat
Yazık bugün yakılan şu Kürdistan'a
Başımıza ateş yağdırıyorlar
Ah, ah, yaralıyım size ben...