Hiç bir şey, eskisi gibi değil.
Eskiler kadar güzel değil şarkılar.
Hiç kimse eskisi kadar masum değil.
Keşke doksanlarda dursaydı zaman.
Uçurtmaların üstüne yazdığımız hayallerimiz vardı.
Düşünce tutup kaldıran, çıkarsız dostlarımız.
Parayla saadet olmayan her şey mazide kaldı.
Kokulu mektupların yerini, mesajlar aldı.
Keşke doksanlarda dursaydı zaman, hiç büyümeseydik.
O masum, çocuksu duygularımızı kaybetmeseydik.
Tertemiz aşklarımız vardı, kirletmeseydik.
Keşke doksanlarda dursaydı zaman.
Eskidendi gerçek dostluklar, şimdi birçoğu sahte.
Hiçbir hatırı kalmadı, kırk yıllık bir fincan kahve.
Çıkarsızca uzanırdı eller, şimdi düşersen kaldıran olmaz.
Üstüne bir de atarlar tekme, başarıya doğru koşarsın ancak,
Çekemez birçoğu, takarlar çelme.
Her bir köşede bak kavga var.
Hep dolu kafalar kaygılarla çok,
Eskidense bir saygı vardı.
Yitip gitti, yerini egolar aldı.
Biz ne kavga bilir, ne bir kalp kırardık
Kağıttan uçurtmalar yapardık.
Sevdiğimize mektuplar yazıp, gül kurutup,
Günlük tutardık.
Şimdi her sokaktabir cinayet ve
Her caddede bir kaza var.
Tek yürüyemez oldu hiç bir kadın.
Her adımda bir bela var.
Her yeşillikte bir bina ve
Her minarede bir sela var.
Kaybedilince kıymet bilinir,
Kaybedildiğinde anılar birikir.
Kalp kırıldığında umudunu yitirir.
Söz dilden değil, gönülden gelir.
Mazide kaldı eski aşklar.
Anadan gayrısı yalan ağlar.
Paradan öteye sevgi kalmamış
Gerisin geriye bakan ağlar.
Keşke doksanlarda dursaydı zaman, hiç büyümeseydik.
O masum, çocuksu duygularımızı kaybetmeseydik.
Tertemiz aşklarımız vardı, kirletmeseydik.
Keşke doksanlarda dursaydı zaman