Üzülme. Dudaklarında bir tebessüm ömür var; yeter ki gülümse. Yoksa gömül.
Çünkü gönül bahçemin en eski bitkisi can, su yoksa ölür.
Şimdi ben bir damla su için, gökyüzünü hangi dağda, hangi şimşeklerle ağlatayım?
Artık hangisine rast gelirsen.
Ölmek üzereyim ama ecelden değil, hasretinden.
Korkma.
Kulaklarımda zulmün sesi ve yarıya kadar toprak.
Ve bitti bak; 90 günde aşk ve intikam.
Olsun.
İçim, içten içe yanıp kavrulurken kızım koksun.
İçimde ateş; ateşin içinde ben.
Hangi tövbe kabul görür ki günahın içindeyken?
Ense kökümdeki karıncalar, baş üstüme varınca bak;
Baş üstünde baş kalmayacak yemin ettim!
Nasıl bir muhakemedir ki bu?
Ne annddır, ne hikmettir?!
Var mıdır ki yok olmayan?
Yaşayamadığım her şeyin hesabını sormaya.
Dokunmaya, sevmeye, intikama, ölüme yakın gülüm.
Yakın çünkü bugün kılıç günü!