En çok sevdiğine yarım kalırsın her zaman. En çok onun eksikliği kırar kolunu kanadını.
Kimi çok seversen en büyük tavizleri ona verirsin…
En çok ona küser, en çok onu affedersin...
Haklı bile olsan özür dilersin saçma sapan bir tartışmada.
En büyük kavgaları kendi içinde verir, en çok ona susarsın...
Kaybetmek istemezsin çünkü...
Dilinin ucuna gelir onca şey, ama bir bir hepsini yutarsın.
Sırf onun için!
Sırf o kırılmasın, aman o üzülmesin, aman incinmesin diye diye kendini harcar bitirirsin...
Sonra bir bakmışsın gitmiş...
Hem de tek kelime etmeden, bittiğini bile söylemeden gitmiş...
Şimdi sen söyle, hiç acımaz mı insanın içi? Kahrolmaz mı?
Üzülmez mi verdiği onca tavize, ziyan olan onca emeğe?
Üzülür ya, elbette üzülür...
Ama sen yine de içini ferah tut.
Senin bile unuttuğun tüm hesapları hatırlayan biri hep var.
Bir gün elbet bütün hesaplar görülür..."