Dursun Ali Erzincanli Naati Sherif

استمع عبر الإنترنت

Naati SherifDursun Ali Erzincanli

حمل الموسيقى

تحميل
أضف إلى قائمة التشغيل
Dursun Ali Erzincanli - Naati Sherif تمت إضافتها إلى قائمة الموسيقى المفضلة
Dursun Ali Erzincanli - Naati Sherif تمت إزالتها من قائمة الموسيقى المفضلة
قم بالتسجيل أو تسجيل الدخول للإضافة إلى قائمة الموسيقى المفضلة

تسجيل الدخول أو إنشاء حساب
مدة 10:34 البعد 9.69 Mb عدد التنزيلات 1 الآراء 78

التعليقات

لم يتم تقديم أي تعليقات على الأغنية. قم بالتعليق الأول!
تعليق

Dursun Ali Erzincanli Naati Sherif كلمات الاغنية

Seccaden kumlardı...
Devirlerden, diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı!
Mescit mü'min, minber mü'min...
Taşardı kubbelerden Tekbir,
Dolardı kubbelere "âmin!"
Ve mübarek geceler, dualarımız,
Geri gelmeyen dualardı...
Geceler, ki pırıl pırıl,
Kandillerin yanardı.
Kapına gelenler, yâ Muhammed,
-Uzaktan, yakından-
Mü'min döndüler kapından!
Besmele, ekmeğimizin bereketiydi,
İki dünyada aziz ümmet;
Muhammed ümmetiydi.
Konsun -yine- pervazlara güvercinler,
"Hu hu"lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!
Şimdi seni ananlar,
Anıyor ağlar gibi...
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın,

Yoksulların sahibi...
Nerde kaldın ey Resul,
Nerde kaldın ey Nebi?
Günler, ne günlerdi, yâ Muhammed,
Çağlar ne çağlardı:
Daha dünyaya gelmeden
Mü'minlerin vardı...
Ve bir gün, ki gaflet
Çöller kadardı,
Halime'nin kucağında
Abdullah'ın yetimi
Âmine'nin emaneti ağlardı.
Hatice'nin goncası,
Aişe'nin gülüydün.
Ümmetinin gözbebeği
Göklerin resulüydün...
Elçi geldin, elçiler gönderdin...
Ruhunu Allah'a,
Elini ümmetine verdin.
Beşiğin, yurdun, yuvan
Mekke'de bunalırsan
Medine'ye göçerdin.
Biz bu dünyadan nereye
Göçelim, yâ Muhammed?
Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet
Altın devrini yaşıyor...
Diller, sayfalar, satırlar
"Ebu Leheb öldü" diyorlar.
Ebu Leheb ölmedi, yâ Muhammed
Ebu Cehil kıt'alar dolaşıyor!
Neler duydu şu dünyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi, ey Nebi,
Adına alışkın dudaklarımız!
Artık, yolunu bilmiyor;
Artık, yolunu unuttu
Ayaklarımız!
Kâbe'ne siyahlar
Yakışmamıştır, yâ Muhammed
Bugünkü kadar!
Hased gururla savaşta;
Gurur, Kafdağı'nda derebeyi...
Onu da yaralarlar kanadından,
Gelse bir şefkat meleği...
İyiliğin türbesine
Türbedâr oldu iyi.
Vicdanlar sakat
Çıkmadan yarına,
İyilikler getir, güzellikler getir
Âdem oğullarına!
Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi Tâif'tir, kimi Hayber'dir...
Fethedemedik, yâ Muhammed,
Senelerdir.
Ne doğruluk, ne doğru;
Ne iyilik, ne iyi...
Bahçende en güzel dal,
Unuttu yemiş vermeyi...
Günahın kursağında
Haramların peteği!
Bayram yaptı yapanlar;
Semâve'yi boşaltıp
Sâve'yi dolduranlar...
Atını hendeklerden -bir atlayışta-
Aşırdı aşıranlar...
Ağlasın Yesrib,
Ağlasın Selman'lar!
Gözleri perdeleyen toprak,
Yüzlere serptiğin topraktı...
Yere dökülmeyecekti, ey Nebi,
Yabanların gözünde kalacaktı!
Konsun -yine- pervazlara güvercinler,
"Hu hu"lara karışsın âminler...

Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!
Ne oldu, ey bulut,
Gölgelediğin başlar?
Hatırında mı, ey yol,
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar, taşlar,
Kafile kafile, kervan kervan
Şimale giden yoldaşlar!
Uçsuz bucaksız çöllerde,
Yine, izler gelenlerin,
Yollar gideceklerindir.
Şu tekbir getiren mağara,
Örümceklerin değil;
Peygamberlerindir, meleklerindir...
Örümcek ne havada,
Ne suda, ne yerdeydi;
Hakkı göremeyen
Gözlerdeydi!
Şu kuytu cinlerin mi;
Perilerin yurdu mu?
Şu yuva -ki, bilinmez-
Kuşları Hüdhüd müdür,
güvercin mi, kumru mu?
Kuşlarını, bir sabah,
Medine'ye uçurdu mu?
Ey Abvâ'da yatan ölü,
Bahçende açtı dünyanın
En güzel gülü;
Hâtıran, uyusun çöllerin
Ilık kumlarıyla örtülü!
Dinleyene, hâlâ,
Çöller ses verir;
"Yaleyl!" susar,
Uğultular gelir.
Mersiye okur Uhud,
Kaside söyler Bedir.
Sen de bir hac günü,
Başta Muhammed, yanında Ebu Bekir;
Gidenlerin yüz bin olup dönüşün
Destan yap, ey şehir!
Ebu Bekir'de nur, Osman'da nurlar...
Kureyş uluları, karşılarında
Meydan okuyan bir Ömer bulurlar;
Ali'nin önünde kapılar açılır,
Ali'nin önünde eğilir surlar,
Bedir'de, Uhud'da, Hayber'de
Hakk'ın yiğitleri, şehid olurlar...
Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı,
Yerde kalmazdı ruh... kanatlıydı.
Konsun -yine- pervazlara güvercinler
"Hu hu"lara karışsın âminler.
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!
Vicdanlar, sakat çıkmadan,
Yâ Muhammed, yarına;
İyiliklerle gel, güzelliklerle gel
Âdem oğullarına!
Yüreklerden taşsın
Yine, imanlar!
Itri, bestelesin Tekbir'ini;
Evliyâ, okusun Kur'ân'lar!
Ve Kur'ân-ı göz nuruyla çoğaltsın
Kayışzâde Osman'lar
Na'tını Galip yazsın,
Mevlid'ini Süleyman'lar!
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin Sinan'lar!
Çarpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!
Gel, ey Muhammed, bahardır...
Dudaklar ardında saklı
Âminlerimiz vardır...
Hacdan döner gibi gel;
Mi'râc'dan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!
Bulutlar kanat, rüzgâr kanat;
Hızır kanad, Cibril kanad;
Nisan kanad, bahar kanad;
Âyetlerini ezber bilen
Yapraklar kanad...
Açılsın göklerin kapıları,
Açılsın perdeler, kat kat!
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına
Yetimler, günahsızlar!
Çöl gecelerinden, yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilâl-i Habeşi sustuysa
Ezânlarını Dâvud okusun!
Konsun -yine- pervazlara güvercinler,
"Hu hu"lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!
© 2024 melody.az للاتصالات support@melody.az جميع الموسيقى المنشورة على الموقع هي لأغراض ترويجية فقط. يمكنك استخدام وسائل الاتصال التالية لوضع الموسيقى على الموقع أو للتعبير عن تعليقاتك. يمكنك إضافة أغانيك المفضلة أو إنشاء قوائم التشغيل الخاصة بك من الأغاني التي تم تنزيلها بالفعل. من الممكن الاستماع وتحميل الأغنية دون تسجيل. لاستخدام وظائف معينة، تحتاج إلى التسجيل. التسجيل مجاني تماما.
Privacy
version: 1.14011