Ne param var, ne pulum
Yalnız ve günahkar bir kulum
Meçhul bir yılın Mart’ında
Sokakları kar altında İstanbul’um
Konuşmadık, hep sus olduk
İki talihi makus olduk
Sessizliğin zindanlarında
Zaman gardiyan, bizler mahpus olduk
Ama bunlar eskidendi
Eskidendi, artık bitti
O çocuksu günlerimiz
Bir elveda demeden çekip gitti
O utangaç dillerimiz
Tek bir söz bile etmeden susup gitti
Çok zaman oldu, aşk öldü biz tuttuk yasını
Toz duman oldu, devr’ettik de sevda sahrasını
Anladık artık, hiç bulamayacak Mecnun Leyla’sını
Ah ne şarabi günlerdi
Biz söylerdik, gece dinlerdi
Bakıp bakıp görmediğimiz
Yasak toprakta açmış sürgünlerdi
Yorulduk kendimizden kaçarken
Hayat ellerimizden uçarken
Hiçtik, kendimizden geçtik
Yudum yudum aşk şarabından içerken
Ama bunlar eskidendi
Eskidendi, artık bitti
O çocuksu günlerimiz
Bir elveda demeden çekip gitti
O utangaç dillerimiz
Tek bir söz bile etmeden susup gitti
Çok zaman oldu, aşk öldü biz tuttuk yasını
Toz duman oldu, devr’ettik de sevda sahrasını
Anladık artık, hiç bulamayacak Mecnun Leyla’sını